Yanlış okumadınız… 2022 Ocak dönemi itibariyle alacağınız ücretlerde gerçek usulde vergilendirilmesi adına 1980 li yıllardan günümüze süregelen ve en son “Asgari Geçim İndirimi” uygulamasıyla form değiştiren vergi iadesi ödemeleri son çıkarılan yasa ile fiilen de hayatımızdan çıkarılmıştır. Bu süreci tarihçe olarak inceleyecek olursak; kanun detaylarına girmeden aşağıdaki gibi hikâye tadında bahsedeceğim.
Ücretlerin gerçek usulde vergilendirilmesi adına çalışanlara sağlanan ve geçmişte yıllık vergi iadesi olarak alınan uygulamayı hepimiz hatırlar. Hatta çoğumuz gençliğinde annelerimizin, babalarımızın veya yakın akrabalarımızın vergi iade formlarını doldurup bizzat zarfların içine yüzlerce fişi koymuştur. Bu uygulamayı hatırlayanlar ve bilenler bir önceki yılın vergi matrahına göre toplanması gereken fiş tutarı üzerinden maaş ödemeleri dışında ilave olarak vergi iadesini aldığımızı çok iyi bilirler. Ancak bu uygulama 28/03/2007 tarihli 5615 sayılı kanun ile kaldırılmış ve yerine “AGİ” olarak bildiğimiz “Asgari Geçim Uygulaması” getirilmiştir.
AGİ uygulaması ile “sosyal adalet” uygulama adına çok vergi verende, az vergi verende aynı tutarda “vergi iadesi yerine geçen uygulamayla” karşılığını alacak ve bu tutar aile durumuna göre değişecekti. Aynı zamanda ilgili kanun maddesi 01/01/2007 yılı başında itibaren geçerli olacak şekilde “ücretlilerin 2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında ödeyecekleri gelir vergisinden mahsup edilecek vergi indirimiyle ilgili işlemler” yine yürürlükten kaldırılan kanun çerçevesinde yapılacağı açıklanmıştı. Yani 2006 yılına ait vergi iadelerinin 2007 yılında ödeneceği de açıklanmıştır. Buna göre madde yürürlükten kaldırıldığı için artık 01/01/2007 itibariyle fişlerin saklanmasına da ihtiyaç kalmadığı Gelir Vergisi Tebliği ile belirtilmiştir.
Burada 2007 yılına ait vergi iadesi tutarları da çıkan kanun ile yok sayılmış ve 01/01/2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere asgarî geçim indirimi esası getirilmiştir. Yani 2007 yılına ait vergi iadesi tutarlarını ülkece alamayarak AGİ Uygulamasına başladık. Hatta o dönem masum gösterilmek adına bazı çevrelerde 2007’ nin vergi iadesini de 2008’ den itibaren almaya başladık ve bu her yıl bir önceki yılın tutarını alacağız şeklinde yorumlanmıştı. Bu söylemin zaten doğru olmadığını yazının sonunda anlayacaksınız.
AGİ uygulamasının başlamasıyla kanıksanması uzun sürmedi ve artık tam da ücretlere bir katkı olarak görülmekteydi. Öyle ki AGİ uygulaması için çıkan tebliğde “Net Ücret” anlaşmalı olan çalışanların da AGİ uygulamasından yararlanacağı ve AGİ tutarının net ücretleriyle birlikte ayrıca ücretlilere ödeneceğine dair kesin bir hüküm dahi yayınlanmıştı. Bu süreci işverenin insiyatifine bırakmayıp işçinin hakkı olduğu kesin hükme bağlanmıştı. Ta ki 2016 yılına kadar…
Bir çoğumuzun hatırlayacağı 2015 seçimlerinde yine asgari ücret üzerinden de vaatlerin verildiği bir dönemdi ve zamanın hükümetinin verdiği sözü yerine getirmek için Net 1.300 TL asgari ücret vaadini yerine getirmek amacıyla “AGİ Dahil Net Ücret” kavramı hayatımıza sokulmuştur. Net Asgari Ücretin AGİ Dahil 1.300 TL olduğu açıklandıktan sonra o yıl net ücret ile çalışanların büyük bir çoğunluğunda çalıştığı kurumlarda AGİ Dahil Net Ücret uygulaması da başlamıştır. Aynı zamanda her yıl açıklanan Asgari Ücret’ de artık AGİ Dahil olarak açıklanmıştır. Oysaki Gelir Vergisi Tebliğinde çok iyi niyetli olarak ne güzel net ücretlilerde ekleneceği belirtilmişken. Ta ki 2022 yılına kadar…
2022 yılı itibariyle geçerli olacak ve hepimizin bildiği “Ücretlerde Asgari Ücret Tutarına Kadar Gelir ve Damga Vergisi İstisna Uygulaması” ile mevzuatta yapılan değişiklikte AGİ Uygulaması hayatımızdan çıkarılmış ve vergi iadesinden AGİ uygulamasına çevrilen ve daha sonra net ücret içinde eritilen ödeme artık devletimizin “asgari ücretten vergiyi kaldırdık müjdesiyle” farklı bir boyut kazanmıştır. Hatta bu uygulama getirilirken aynı AGİ’ de olduğu gibi yapılacak istisna tutarının “Net Ücret” anlaşmalı olan çalışanlarda ne şekilde uygulanacağına tebliğde yer verilmedi ve işveren insafına bırakılmıştır.
Burada akıllara takılan soru aslında şu olmalıdır. Yeni düzenleme ile gelen ücretlerde uygulanan istisna olduğuna göre burada vergi iadesi nereye gitti? Yukarıda bahsettiğimiz bazı söylemlere göre; şimdi 2021 yılının vergi iadesini almam gerekirken AGİ uygulaması da bir anda yürürlükten kaldırıldı ve çıkan mevzuata göre haklı olarak 2022 ücret gelirimden istisnalar uygulanmaya başlandı.
Devlet vergi almayarak gelirinden feragat etmiş gibi görünse de AGİ uygulamasının ilk halinden kötüye doğru evrilen ücrete dahil edilmesi sürecinin devamı şeklinde çıkarılan tebliğde de muallakta bırakılan birçok konuyla çalışan gelirlerinde dolaylı yoldan büyük kayıpların yaşanmasına sebep olunmuştur. Çalışanlara ek gelir olması yönünde yapılan bu düzenlemeyle vergi indirimi çalışana ek menfaat sağlamamakla birlikte ücrete dahil olduğundan, özellikle net ücretlilerde istisna kadar tutardan vergi hesaplanmadığı için SGK matrahları olması gerekenden aşağıya düşmüş ve aslında vergi iadesi hakkı zamana yayılarak elinden alınmıştır. Bu şekilde daha ne kadar şekil değiştirir bilemiyoruz ama ileride vergi istisnası sona ermiştir denildiğinde onun yerine bir düzenleme koyulacak mıdır? Eğer yerine düzenleme konulacak ise bu yeni düzenleme durumu daha da vahim hale getirecek midir? Hep birlikte göreceğiz.
Özetle yurt dışından gelen elin kızı – elin oğlu ülkesine dönerken vergi iadesini anında alabilirken, irili ufaklı tüm şirketler vergi iadelerini alabilirken gariban vatandaştan vergi iadesi kademeli olarak yasalarla kaldırılması ve bir şekilde ücretlerin içine monte edilmesi ne derece doğru ve ne derece adaletlidir? Sizlerin yorumuna bırakıyorum.
İNCELEMEK İSTEYENLER İÇİN VERGİ İADESİ UYGULAMASININ KRONOLOJİK DEĞİŞİMİ
Esasen 1980 lerden başlayan bir tarihçesi var ancak yakın gelecekteki mevzuat tarihçesinden başlayacak olursak;
- 26/12/1993 tarihli ve 3946 Sayılı Kanunda “Madde 13” ile 193 GVK da Madde 63 – 5 nolu bent eklendi.
MADDE 13
31.12.1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasına 4 numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki 5 numaralı bent eklenmiştir.
5. Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve kira harcamalarının yıllık toplam tutarının 1/3’ü.
Şu kadar ki indirim konusu harcamaların Türkiye’de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzelkişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işverene verilmesi şarttır. Bu suretle hesaplanan indirim tutarı, harcamanın yapıldığı yıla ait ücretin yıllık vergi matrahının % 35’ini geçemez. Bu indirim de dikkate alınmak suretiyle hesaplanan vergi ile mükellefin o yıl içinde tevkif suretiyle ödediği vergi tutan arasındaki fark, ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edilir veya işverenler aracılığı ile kendisine nakden iade edilir. Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan % 35 nispetini sıfıra kadar indirmeye kanunî oranına kadar artırmaya veya harcama konuları, harcama ve ücret tutarları itibariyle farklı oranlar tespit etmeye yetkilidir.
Ücretlilerin harcama belgelerinin işverene İbrazı, beyanı ve verginin iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya, bu uygulamanın usul ve esaslarını tayin ve tespite Maliye Bakanlığı yetkilidir.
- 9/4/2003 tarihli 4842 Sayılı Kanunda “Madde 37” ile 193 GVK da Madde – 5 nolu bent kaldırıldı.
- 9/4/2003 tarihli 4842 Sayılı Kanunda “Madde 15” ile 193 GVK da mükerrer 121 inci maddesi eklendi.
Ücretlilerde vergi indirimi:
Mükerrer Madde 121. — Gerçek ücretlerin vergilendirilmesinde, mükellefin kendisi, eşi ve çocukları ile ilgili eğitim, sağlık, gıda, giyim ve ikamet edilen konuta ait kira harcamalarının yıllık toplam tutarının;
– 3 milyar liraya kadar % 8’i,
– 6 milyar liranın 3 milyar lirası için % 8’i, aşan kısmı için % 6’sı,
– 6 milyar liradan fazlasının, 6 milyar lirası için % 7’si, aşan kısmı için % 4’ü,
Ücretlinin ertesi yılda ödeyeceği gelir vergisinden mahsup edilir veya işverenler aracılığı ile kendisine nakden iade edilir.
Şu kadar ki; harcamaların Türkiye’de yapılması, gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınan belgelerle tevsik edilmesi ve bu belgelerin işverene verilmesi şarttır. Mahsup hakkı kazanılan tutarın hesaplanmasında dikkate alınan harcama tutarı, vergi matrahının toplamını geçemez.
Ücretlilerin harcama belgelerinin işverene ibrazı, beyanı ve verginin mahsup veya iadesine ilişkin süreleri tespit etmeye, iadeyi nakden veya mahsuben yaptırmaya, vergi mahsup ve iadesine tâbi tutulacak mal ve hizmet alımlarını yukarıda sayılanlarla sınırlı olmaksızın tespit etmeye ve uygulamanın usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
- 28/3/2007 tarihli 5615 Sayılı Kanunda “Madde 31” ile “Ücretlilerde vergi indirimi:” başlıklı mükerrer 121 inci madde kaldırılmıştır.
- 28/3/2007 tarihli 5615 Sayılı Kanunda “Madde 2” ile 193 sayılı Kanunun mülga 32 nci maddesi “Asgarî geçim indirimi” başlığıyla birlikte yeniden düzenlenmiştir.
“Asgarî geçim indirimi
MADDE 32 – Ücretin gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.
Asgarî geçim indirimi; ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar için % 5’idir. Gelirin kısmî döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi, bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır. Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı bulunan kişileri ifade eder.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate alınır.
Bakanlar Kurulu, indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye yetkilidir.
Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
- 22/12/2021 tarihli 7349 Sayılı Kanunda “Madde 3” ile 193 Sayılı Kanunun 32 inci maddesi yürürlükten 2021 yılı sonu itibariyle geçerli olacak şekilde kaldırılmıştır.
- Seri No 265 olan Gelir Vergisi Genel Tebliğinde “Asgari Geçim İndirimi” uygulamasına yönelik esaslar belirtilmiş ve çok dikkate çekici ve net olarak uygulamada yapılacak ince bir detay belirtilmiştir.
Tebliğin “5. Asgari Geçim İndirimi Tutarının Hesaplanması” başlığının altında Örnek 1′ in en sonunda “Net ücret üzerinden anlaşmak suretiyle çalışanlar da asgari geçim indiriminden yaralanacak olup, hesaplanan vergiden mahsup edilen asgari geçim indirimi tutarları net ücretleri ile birlikte ücretliye ödenecektir. ” ifadesi yer almaktadır.
- 01/01/2016 da Asgari Ücret Net 1300 TL yapıldı ve sonraki yıllarda da bu durum devam etti.
- 22/11/2021 tarihli 7349 Sayılı Kanunda “Madde 2” ile 193 Sayılı Kanunun “Ücretlerde” başlıklı 23 üncü maddesine yeni eklenen 18. bent ile ücretlerden Gelir Vergisinden istisna edilen kalemlere ekleme yapılmıştır. Aynı zamanda AGİ uygulaması kaldırılmıştır.
18. (Ek:22/12/2021-7349/2 md.) Hizmet erbabının, ödemenin yapıldığı ayda geçerli olan asgari ücretin aylık brüt tutarından işçi sosyal güvenlik kurumu primi ve işsizlik sigorta primi düşüldükten sonra kalan tutarına isabet eden ücretleri (Şu kadar ki, istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir. Ödenecek vergi tutarı, bu suretle bulunan vergi tutarının içinde istisna tutara isabet eden kısım düşülmek suretiyle hesaplanır. İstisna nedeniyle alınmayacak olan vergi ilgili ayda aylık asgari ücret üzerinden hesaplanması gereken vergiyi aşamaz. Birden fazla işverenden ücret alanlarda bu istisna sadece en yüksek olan ücrete uygulanır.)